YARGITAY: AYNI İŞYERİNDEKİ ÇALIŞANA CİNSEL TACİZDE BULUNULMASINDA İŞVERENE DERHAL FESİH HAKKI VAR!!!

Halit Özel Avukatlık & Arabuluculuk | Diyarbakır Avukatlık, Diyarbakır Arabuluculuk

Turkish English French German Russian

YARGITAY: AYNI İŞYERİNDEKİ ÇALIŞANA CİNSEL TACİZDE BULUNULMASINDA İŞVERENE DERHAL FESİH HAKKI VAR!!!

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, aynı işyerindeki çalışana cinsel tacizde bulunulmasının işverene derhal fesih hakkı verdiğine karar vererek, tacizde bulunduğu iddiasıyla işten çıkarılan kişinin kıdem ve ihbar tazminatı istemlerini reddetti.

Olay şöyle gerçekleşti: Mağaza personeli bir çalışan, işine bir anda son verildiği gerekçesiyle dava açarak, kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını talep etti. İşveren ise davacı çalışanın iş akdinin, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun "işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı"na ilişkin 25. maddesinin "işçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması" hükmü uyarınca haklı olarak feshedildiğini öne sürdü.

Davaya bakan yerel mahkeme, iş akdinin feshi hususunda ispatın işverene ait olduğuna işaret etti. İş müfettişi tarafından düzenlenen raporda, işverenin haksız fesih yaptığının ifade edildiğini belirten yerel mahkeme, "davacı aleyhine herhangi bir şikayet bulunmadığı, davacının savunmasının alınmadığı, ayrıca ikaz edilmediği anlaşıldığından, davacının iş akdinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğine" hükmetti.

İşverenin temyiz ettiği davayı gören Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin davacının iş akdinin haksız feshedildiği yönündeki kararını bozdu. Özel Daire, yerel mahkemenin, mağdurun dilekçesi ile tanık ifadelerine rağmen kendisini taciz eden davacıyı karakol ve savcılığa şikayet etmemesi nedeniyle işveren feshinin haklı olmadığı şeklindeki değerlendirmesinin de yerinde olmadığına hükmetti.

Kararın gerekçesinde, cinsel tacize uğradığı ileri sürülen mağdurun dilekçesinin dava dosyasında bulunduğuna dikkat çekilerek, mağdurun dilekçesinde, evli olan davacının kendisine "Çok güzelsin, seninle bir sene önce tanışmak isterdim, o zaman bekar olurdum ve seninle bir ilişkiye başlardım", "Sana buradan ev tutarım", "Kontörün yoksa alayım, ihtiyaçlarını karşılayayım" ve "Karımı değil seni seviyorum" dediğini, kendisini ofise çağırdığını ve evine davet ettiğini, zorla elini tutmaya çalıştığını, yemek yerken karşısına geçip dikkatli bir şekilde kendisine baktığını, rahatsız olduğunu söylediğinde ise kendisine "Zaten pazartesi gideceksin, bırak da doya doya bakayım, senle biraz vakit geçirelim" diye cevap verdiğini ifade ettiği belirtildi.

Kararda; "Mağdurun anılan dilekçesi, içeriği ve bunu destekleyen tanık ifadelerine rağmen mağdurun karakol ve savcılığa şikayet etmemesi nedeniyle işveren feshinin haklı olmadığı şeklindeki değerlendirme yerinde değildir. Davacının eylemlerinin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/II-c maddesine uyduğu ve işverene derhal fesih hakkı verdiğinden kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir.

Habere konu olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 11.04.2012 Tarih 2010/5209 Esas 2012/12363 Karar sayılı içtihadının, mevzuat ve içtihat programımızda mevcut olduğunu belirtmek isteriz.