OTOBÜSTE TACİZ SUÇLUSUNUN SEYAHAT YASAĞINA YARGITAY'DAN BOZMA!!!

Halit Özel Avukatlık & Arabuluculuk | Diyarbakır Avukatlık, Diyarbakır Arabuluculuk

Turkish English French German Russian

OTOBÜSTE TACİZ SUÇLUSUNUN SEYAHAT YASAĞINA YARGITAY'DAN BOZMA!!!

 

Yargıtay 14. Ceza Dairesi, sanığın, otobüste taciz suçundan aldığı on aylık hapis cezasını, on ay toplu taşıma araçlarına binme yasağına çeviren yerel mahkeme kararını bozdu.

İ...'de belediye otobüsüne binen H... K... hakkında, önündeki bir kadını taciz ettiği gerekçesiyle açılan davada, İ... 3. Sulh Ceza Mahkemesi, sanığı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun cinsel taciz suçunu düzenleyen 105. maddesi uyarınca on ay hapis cezasına çarptırdı. Yerel Mahkeme, sanığın eylemi belediye otobüsünde gerçekleştirdiğinden, hapis cezasını, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesi uyarınca toplu taşıma araçlarına binme yasağına çevirdi. Böylece sanığın, 10 ay süreyle şehiriçi ve şehirlerarası özel ve kamu kurumlarınca hizmete tahsis edilmiş, uçak, tren, metro, otobüs, metrobüs, dolmuş ve benzeri toplu taşıma araçlarına binmesi yasaklandı.

Kararın temyizi üzerine, Yargıtay 14. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay 14. Ceza Dairesi kararında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/1-d maddesi uyarınca, kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklamaya çevrilebileceği anlatıldı.

Hapis cezası, seçenek yaptırıma çevrilirken, kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa aykırı olmayan, tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir seçenek yaptırıma hükmedilmesi gerektiği belirtilen kararda, kanuni, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan, sanığın kişiliğini ve suçun işlenmesindeki özellikleri değerlendirmeden ve seyahat özgürlüğünü engelleyecek şekilde, sanığa kanunda öngörülmeyen yükümlülük getirmek suretiyle hüküm kurulmasında isabet görülmediği ifade edildi.

2709 sayılı Anayasa'nın 23. maddesine göre, herkesin yerleşim ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğu, bu özgürlüğün suç soruşturması ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlemesini önlemek amaçlarıyla sınırlanabileceği anlatılan kararda, suç ile hapis cezasının çevrildiği seçenek yaptırımlardan gidilmesi yasaklanan yer veya yapılması yasaklanan faaliyet arasında bir bağlantı ve ilgi bulunması gerektiği kaydedildi.

Yargıtay kararında, "Sanığın, binmesi yasaklanan araçların, suç işlemesinde, suça yönelmede, çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da yeniden suç işlenmesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerlerden olmaması ve yaptırımın Anayasa'da yer alan seyahat özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte bulunması nedeniyle kararın kanuna aykırı olduğu gözetilmelidir" denildi.

Haberlere konu olan 14. Ceza Dairesi'nin 02.04.2013 Tarihli 2012/15887 Esas 2013/3727 Karar sayılı içtihadının, mevzuat ve içtihat programımızda mevcut olduğunu belirtmek isteriz.